Sürdürülebilir Zincir


Sosyal sürdürülebilirlik olmadan ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanabileceği düşüncesi çok ağır bir yanılgıdır. “BÜYÜME UĞRUNA BÜYÜMEK ANCAK BİR KANSER HÜCRESİNİN İDEOLOJİSİ OLABİLİR…” sözü de tam bunun karşılığıdır. Ekolojik krizler nedeniyle sosyal sistemlerin tükenmesi ve akabinde ekonomik anlamda çöküş kaçınılmazdır. Bunun tam tersi olan bir alt sistemin desteklendiği ortamda bir üst sistemin desteklenmemesi ile büyütülen hücre bir üst hücreyi parçalayacaktır. Uygun olan sistem her bir hücrenin birlikte gelişmesidir.

Bunu söyleyebilmek için bilim insanı olmak gerekmez, bilinci açık her varlık bu farkındalığa sahiptir. Dünya olarak çoğu kez bunu deneyimledik ve günümüzde de deneyimlemeye maalesef ki devam ediyoruz. Ancak bu sistemin mühendisliği ve işletilmesi bir bilimdir ve gelişmiş ülkelerin yükseköğretim programlarında “Sürdürülebilirlik Mühendisliği”, “Sürdürülebilir İşletmecilik” programlarına ayrıca istihdam olarak bu alanlara fazlasıyla rastlamaktayız.

Sürdürülebilirlik bağlamında tam karşılamasa  da kalkınma bağlamında gelişmiş olarak değerlendirilen bu ülkeler her ne kadar kaynaklarını etik ve sürdürülebilir olmayan bazı şekillerde sağlamışlar ise de *, sürdürülebilirlik ideolojisini kazanarak kaynaklarını korumuş ve geliş(tir)miştir. Çünkü bu bilinç herkese sadece “günü kurtaran” yerine kaynak verimliliği ile “tüm zamanları kurtaran” bir vizyon verir.

Devamı »

Cennetin Mühendisleri – Sürdürülebilirlik Gönüllüleri! Evet, Siz!

Dünyamız, içerisindeki çeşitlilik ve renklilik; kendi türümüz ve diğer canlı dostlarımız; yeşil doğamız, ağacımız, taşımız, toprağımız, tarlalarımız; sularımız, denizlerimiz, deryalarımız, derelerimiz, göllerimiz, akarsularımız, şelalelerimiz; atmosferimiz, oksijenimiz, bulutlarımız, yağmurlarımız, rüzgarımız ve gökkuşağımız…. Hayat sen ne güzelsin? Evet buradan Doğa Anaya olan aşkımı ve bizi bu cennete layık gördüğü için minnetlerimi iletmek istiyorum. Seni seviyoruz Doğa Ana!!!

Annelerimiz, annanelerimiz derler yaa “Sen birde beni gençken görecektin” Doğa Anamızın da böyle bir cümle kurduğunu düşünsenize… Sonuçta o da bizim gibi yaş alıyor ki gençken kimbilir daha ne kadar çok güzeldi. Peki, açıkçası merak ediyorum; Doğa Ananın bize sunduğu bu cennet güzelliğinin kaçta kaçı bize kaldı ve kaçta kaçı bizden sonraki kuşaklara kalacak acaba? Biz bu güzelliğin ne kadarını koruyabileceğiz ve bu zamana kadar çirkinleştirdiklerimizi tekrar nasıl güzelleştirebileceğiz?

Eğer sizde bu soruları soruyor, bu soruların cevaplarını önemsiyor ve sürdürülebilirliği benim gibi hayatınızın odağı noktasına taşıdıysanız tebrikler!! Tabiri caizse hepimiz birer Cennetin Mühendisleri sayılırız.

“Sürdürülebilirlik, cennetin mühendisliğidir. Tüm canlılar için en iyi yaşam koşullarını oluşturmayı ve bu koşulların devamlılığını hedefler.”

Fulya Şenbağcı Özer

Neden mi sürdürülebilirlik kavramı için “cennet mühendisliği” gibi belki de biraz uçuk bir tanım yapıyorum? Çünkü sürdürülebilirliği inceledikçe içinde barındırdığı konuların bizim gözümüzde canlandırılan cennete ne kadar uyum sağlayabildiğini gördüm. Sürdürülebilirlik bilinci bize bir yandan iyi, kaliteli, güzel ve devamlılığı olan bir yaşamı ve yaşam alanını sunuyorken, bir yandan da, zorbalığın, diktanın, hukuksuzluğun, arsızlığın ve ahlaksızlığın önüne de geçerek, eşitliği, adaleti, özgür düşünceyi, demokrasiyi, farklılıklara duyulan saygıyı, ve etiği tüm toplumda anlaşılabilir ve uygulanabilir seviyeye getirmeye çalışıyor. Bunlar ile birlikte, bereketin her birey için adil dağılımını ve devamlılığını hedefliyor. Böyle sürdürülebilir bir ortamın cennet olduğunu düşünmekte haksız mıyım?

Yukarıdaki paragraf içinde saydığım tüm güzel koşulların mekanizmalarının, biri(leri)nin çıkarlarını başka bireylerin ya da ekosistemin çıkarlarının önüne geçirmeden adil ve doğru bir biçimde hesaplanması ve çalıştırılması gerekmektedir. Bu nedenle sürdürülebilirlik sistemin kurulması ve bu sistemin işlevselliğinin gezegenimizin yaşamı boyunca devamlılık sağlaması ciddi bir mühendislik ve inovatif düşünce gerektirmektedir. Tek bir dünyamız, bu dünyada sadece tek bir hakkımız, tek yaşamımız var ve bu tek şansımızda kendimize ve torunlarımıza cenneti hediye edebiliriz eğer bu zor işin üstesinden gelebilirsek ve bizden sonraki kuşakları da bu yönde eğitebilirsek….

Devamı »